
Herkesin bir hikâyesi var biliyoruz.
Sizin hikâyeleriniz bizim hikâyemizi oluşturdu.
Tüm coğrafyadaki insanlarımızdan yaş, cinsiyet, bölge, ırk vb. hiçbir ayrım olmadan; oğullarına, kızlarına, kardeşlerine, öğrencilerine vb. “Hayatlarına dokunduğunuz kişilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?” diye sormayı hayal ettik.
Tecrübelerimizi, bilgimizi, yaşadıklarımızı yani hikâyelerimizi önce kendi canlarımıza sonra da onların ışığında bu coğrafyanın her bireyine iletebilmeyi, herkese ulaştırmayı hayal ettik.
Evet, hikâyesi olanları kendimize hikâye yaptık...

Sizinle paylaşmak istediğimiz bir hayalimiz var....
Toplumsal çöküş yaşayan ülkelerin itiraf ettiği bir konu vardır; Çocuklarımız için bir şey yapmadık... Çocuklarımız için yapacağımız şeylerden birisi de tecrübelerimizi ve birikimlerimizi onlara aktarmak olacaktır. Biz büyükler bunları ortaya koyalım ve onlar içlerinden seçsinler, alabileceklerini alsınlar. Biz projemiz ile yeni bir hayal ortaya koyuyor ve o hayal etrafında çocuklarımızın geleceği için bir araya geliyoruz.
Temel olarak çocuklarımızı ele alsak da hayalimiz 7’den 77’ye bu coğrafyanın tüm bireylerini kapsamakta.
rol model...Hayal gücü sınırsız olan çocuklarımız algıları açılmaya başladığı andan ergenlik dönemine kadar geçen sürede kendilerine çeşitli rol modeller edinir. Bu rol modeller kimi zaman anne, kimi zaman baba, kimi zaman bir arkadaş, kimi zaman bir öğretmen olmaktadır...
nasihat vermek...Bizler de rol model kimliğimizle çocuklarımız için her zaman daha iyi bir gelecek düşlüyor, başarılı olmalarını, dürüst olmalarını, sağlıklı olmalarını istiyoruz. Bunu yaparken de sık sık nasihat veriyoruz. Belki bizim dahi uymadığımız kuralları onlara ders verir biçimde aktarıyoruz. Bazen de çok yaşamayı çok bilir olmakla karıştırıyoruz. Bizim görüşlerimizin onların fikirlerinden daha önemli olduğunu düşünüp bazen de gereksiz bir otorite yaratıyoruz.
Bilmenin doğum ile birlikte başladığını ve yaşa bakılmaksızın her an gerçekleştiğini unutup çocuklarımıza karşı daha bilgiç pozisyona bürünüyoruz.
bir çelişki var...Yurt dışı kaynaklı birçok gelişim kitabı okuyoruz. Çocuk nasıl yetiştirilir? Çocuğunuzla nasıl iletişim kuracaksınız? vb. Bu kaynaklar bizim kültürümüzden, bizim hayat tarzımızdan uzak, yazıldığı bölgenin koşullarını ortaya koyan sebep-sonuç ilişkisinin ürünüdür.
Bütün bu cümleleri alt alta topladığımızda içimizde bir yerlerde bir ses duyduk; “Bunda bir çelişki yok mu?”
Evet, bir çelişki var ve biz bu çelişkiyi ortadan kaldırabiriz.
Bu yüzden de içimizdeki sese kulak verip bir kitap serisi oluşturmak adına yola çıktık...

Bu işin bir özü, bir amacı var...
Bizim bu kitaplarımızdaki ana amaç; çocuklarımızı nasihatlere boğarak özgür düşünce ve davranışlarına ket vurmak değil, tam aksine ülkemizin her coğrafyasından, her kültüründen, her yaşından deneyimleri ortaya koyarak onlara rehber olmaktır. Bizim olanı, bizden olanı paylaşmaktır. Sadece bir bölgeye ait olmaksızın, her bölgemizden ve yaştan insana ulaşarak onların gerçek düşünce ve tecrübelerini paylaşmaktır.
Amacımız çocuklarımız için deneyim yaratmak ve onlara yaşadığımız deneyimleri aktarmak olacaktır. Onların fikirleri ile, bilgileri ile, görüşleri ile VAR olduklarını, bu var oluşlarını zenginleştirmek için özden geleni, kültürlerinden açığa çıkanı ortaya koymaktır.
Farklı kültürlerden, farklı yaşlardan bizim insanımızın ortaya koyduğu bu deneyimler hayat içerisinde tek bir doğru ile yaşanmadığının en büyük kanıtı. Artvin’de yaşanan bir olayın kişiye etkisi ile Mardin’de aynı olayın hayata etkisi aynı değil. Böylelikle çocuklarımıza “hazır bir doğru” bırakmıyoruz. Onlara kendi doğrularını zenginleştirecek seçenekler sunuyoruz.
işin özü...Benim kültürüm, benim toprağım, benim coğrafyam, benim gerçeklerim, benim sıkıntılarım, benim tedirginliklerim, benim öngörülerim… Ben olan, bizden olan…
İşin özü bu; biz olanı, bizden olanı, en doğal olanı, tabiri caizse ata tohumu olanı, yine biz olana, bizden olana, geleceğimize, geçmişimize hem miras hem umut hem kültür olarak bırakalım.

Bu işin birliği var...
Bunu birlikte yapacağız. Tüm Türkiye birlikte yapacağız. Yurt dışında ve yurt içinde olan herkesle birlikte yapacağız.
Kitap serimiz 10-15 serilik hatta daha da artabilecek sayıda bir seri olacak. Her seri yeni bir seri için ilham kaynağı olacak. Her kitap bir yenisini bize işaret edecek. Bunun kaynağı da yine hepimiz olacağız.
Kitabımızın yazarı hepimiziz. Bu coğrafyanın tamamı bu kitabın yazarı olacak.
Kitaplarımızdaki paylaşımlar yaşanmış deneyimler ışığında çocuklarımıza araştırmayı, öğrenmeyi, merak etmeyi ve denemeyi öğretecektir. Büyüklerin deneyimlerinden kendi hayat kararlılıklarını belirleyecekler. Bu kitaplar çocuklarımızın talep ettikleri anda onlara rehber olacak ve yine talep ettikleri anda nasihat alacakları sımsıcak, samimi bir kucak olacaktır.
Bilen/bilmeyen, öğreten/öğrenen kavramlarının sert duvarlarının aksine bilenin paylaştığı, bilmeyenin öğrendiği, öğretenin de öğrendiği, öğretenin öğrendikçe zenginleştiği paylaştıkça çoğaldığımız için birimizi bin, paylaştıkça ne kadar ortak yanımız olduğunu gördüğümüz için binimizi bir yapan kitaplar olacaktır.

BİLİYORUZ...
Bu kitaplar sadece çocuklarımıza bir rehber olmayacak. Yetişkinlerin de kendi deneyimlerini gözlemlediği ve karşılaştırdığı kitaplar olacak. Empati yapabildiğimiz, farklı coğrafyaların olaylara, yaşananlara farklı etkisini gözlemleyebileceğimiz kitaplar olacak. Tüm bunların yanı sıra coğrafya, yaş, cinsiyet ne olursa olsun aynı kaygıları taşıdığımızı da göreceğimiz, ortak değerlerimizi de ortaya koyacağımız kitaplar olacak.
Kitaplarımızdaki paylaşımlar yaşanmış deneyimler ışığında çocuklarımıza araştırmayı, öğrenmeyi, merak etmeyi ve denemeyi öğretecektir. Büyüklerin deneyimlerinden kendi hayat kararlılıklarını belirleyecekler. Bu kitaplar çocuklarımızın talep ettikleri anda onlara rehber olacak ve yine talep ettikleri anda nasihat alacakları sımsıcak, samimi bir kucak olacaktır.
Çocuklarımızı önemsiyoruz ve onlara ne kadar önemli olduklarını hissedecekleri, özgüvenleri ve “yapabilirim” duygularını geliştirecek paylaşımları sunuyoruz.
Ne bu kitaplar ne de başka bir kitap asla çocuklarımız için “en iyi 100 öğüt” olmayacak. Kimse bizlere “en iyi” öğüdü veremeyecek. Çünkü en iyi öğüt, yaşananlar ile kendimizde bulduğumuz çıkarımlardır. En iyi öğüt kendimiziz ve kendi çıkarımlarımızdır.

Söyleyecek son bir SÖZÜMÜZ var...
Dostlar, “Bu kitaplar her yaştan insana bir kültürel mirastır. Bu kitap bizlerin, annelerimizin, babalarımızın, öğretmenlerimizin aslında tüm coğrafyanın her bireyinin birikimlerinin özetidir.”
Değerli görüşlerinizi bekliyoruz. hikâyelerinizi bizimle paylaşmanızı aslında ülkemizin her bireyi ile paylaşmanızı; kültürümüzün ne kadar zengin ve çeşitli olduğunu, buna rağmen heyecanlarımızın, üzüntülerimizin, kaygılarımızın, sevinçlerimizin, umutlarımızın, değerlerimizin ne kadar da ortak olduğunu ortaya koymanızı bekliyoruz.
Bunu tüm tanıdıklarınıza da yaymanızı rica ediyoruz. Ne kadar çok kültürel değer ortaya koyarsak, çocuklarımız da büyüklerinin deneyimlerinden kendi hayat kararlılıklarını o kadar rahat belirleyeceklerdir.
Sevgiler…